Bel Ağrısı ve Bel Fıtığı

Bel ağrısı toplumun %80’inin hayatlarının bir döneminde karşılaştığı ve üst solunum yolu hastalıklarından sonra ikinci sıklıkta görülen bir sağlık problemidir.  Bel ağrısı ile gelen hastaların %90’ı kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak normal aktivitelerine dönme süresi 1 aydır. Erken müdahale ile hem iyileşme süresi kısaltılabilir hem de bel ağrısının kronik bel ağrısı haline gelmesi önlenebilir.

Çünkü ilk defa bel ağrısı yakınması ile hekime başvuran hastaların 1/3’ünde bir yıl içinde ikinci atak ve kronik bel ağrısı ile başvuranların yarıdan fazlasında aynı yıl içinde ikinci bir atak gelişebildiği saptanmıştır. Tüm bel ağrısı nedenleri arasında %2-3’ünü bel fıtığı oluşturur ve tüm bel ağrısı vakalarının yaklaşık %1’i cerrahi tedavi gerektirir.

Bel ağrısı ile ilgili risk faktörleri iki grupta toplanabilir; kişisel risk faktörleri ve mesleki risk faktörleri. Kişisel risk faktörleri arasında yaş, cins, sigara içimi, psikolojik faktörler, geçirilmiş bel ağrısı öyküsü ve/veya geçirilmiş bel cerrahisi öyküsü, duruş bozuklukları ve kadınlarda ayrıca hamilelik ve çocuk sayısı bulunur.

-Meslek ve yaş: Bazı meslek gruplarında ise yaptıkları işlerden ve çalışma süresinin uzun olmasından dolayı omurganın maruz kaldığı yük fazladır, oluşan kas yorgunluğu ile birlikte hem omurgada hem de omurgalar arası diskte bozulmalar oluşur ve bu tarz işlerde çalışanlarda bel ağrısı daha sık ortaya çıkar. Özellikle de sanayi alanında çalışanlarda orta yaş grubunda sık görülüp en sık 55 yaş civarında ortaya çıkar.

-Cins: 60 yaşına dek iki cins arasına belirgin fark yoktur ancak 60 yaşından sonra osteoporoz( kemik erimesi)nedeniyle kadınlarda daha sık görülür. Çok şişman veya çok uzun boylu insanlarda daha sık görülür. Ayrıca az hareket eden kişilerde de fazladır.

-Sigara içimi: Sigara içimi diskin beslenmesinin bozulmasına, yıpranmasına neden olduğu ve ayrıca sigara içenlerin sık öksürmesinin de intradiskal basıncın artmasıyla annuler yırtıklara daha sık neden olduğu savunulmaktadır .

     -Psikolojik faktörler: Kronik bel ağrısı olan hastalarda daha sık olarak depresyon, anksiyete ve alkolizm gibi psikiyatrik bozukluklar saptanmıştır

Duruş bozuklukları: Skolyozun yani omurgada şekil bozukluklarının bel ağrısı oluşturduğu bilinmektedir.

Bel fıtığı (Lomber disk hernisi)

 

Vücut ağırlığının büyük kısmını bel omurları taşıdığı için omurilik fıtıkları en sık bu bölgede

Bel fıtığı sinirlere bası yaparak şikayet oluşturur. Fıtık, direkt mekanik etkisiyle ya da oluşturduğu inflamatuvar cevap ve buna bağlı gelişen ödem etkisiyle veya sinirin beslenmesini bozarak rol oynamaktadır. Bel ağrısı, çoğunlukla hastalığın ilk belirtisi olarak kendini gösterir. Genellikle akut olarak başlar ve zamanla şiddetlenerek süreklilik kazanır. Eğer sinir uçları aşırı uyarılırsa, ağrı kalçaya, kuyruk sokumu eklem bölgesine yayılır. Öksürme, ıkınma gibi basıncı artıran olaylar, bazı pozisyonlar ve hareketler ağrıyı şiddetlendirir. görülür. Görülme sıklığı yaklaşık %1’dir. Erkeklerde ve 40-50 yaşlarında en sık görülür. Bel fıtığı omurların arasındaki disk adı verilen kıkırdak yapının  zarının yırtılması ve diskin içeriğinin dışarı yer değiştirmesine denir.

Disk zarının yırtılmasıyla liflerdeki gerilme azalacağı için bel ağrısı ortadan kalkarak, bacaktaki belirtiler ortaya çıkabilir. Bacak ağrısına sinir kökünün uyarılması neden olur. İlgili sinirle alakalı olarak değişen keskin ve batıcı nitelikte, iyi tanımlanan yüzeyel bir ağrıdır. Oturup kalkmak, öksürmek ıkınmak ağrıyı şiddetlendirirken, istirahat genellikle azaltır Ayrıca etkilenen sinire bağlı  duyu bozuklukları ortaya çıkar. Sıklıkla uyuşukluk, hissizlik görülür.

Hastalığın ileri döneminde sinirin üzerindeki devamlı bası sonucu, ilgili adalelerde kuvvetsizlik, hatta incelme gelişebilir.

Daha az oranda ise idrar torbasında hissizlik, idrara sıkışma, sık idrara çıkma, damlama şeklinde idrar kaçırma, bağırsak sistemi bozuklukları ve seksüel bozukluklar ortaya çıkabilir.

Tanısı: anamnez, fizik muayene ve radyolojik görüntüleme yöntemleri ile konulur.  Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR), omurgayı incelemede en güvenilir yöntem olarak kabul edilmektedir. Hem yumuşak dokuyu hem de kemik yapıyı her üç planda gösterir. Bu tetkikle fıtık, doğuştan gelen anormallikler ve tümörler ayırt edilebilir.

 

Kliniğimiz Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Biriminde Omurga Fıtıkları tedavisinde

  1. Klasik Fizik Tedavi yöntemleri kombine olarak kullanılmaktadır. Hastaya sıcak veya soğuk uygulama ile başlanıp, ödem ve spazmı çözüp, kanlanmayı, dokunun beslenmesini artıracak ajanlarla( tens, ultrasound, UV) devam edilir. Ağrılar azaldıktan sonra, hastaya korunma yöntemlerinin, kasları kuvvetlendirme egzersizlerinin öğretilmesi gerekir. Ayrıca hastanın tedavisi bitip iyileşmesi olduktan sonra da spora teşvik edilmesi, karın ve sırt kasları kuvvetlendirilerek doğal korse oluşturması sağlanmaya çalışılır.

2. Bilgisayarlı Spinal Dekompresyon( çekme) tedavisi: Bilgisayarlı Traksiyon(çekme) cihazı ameliyatsız bel fıtığı tedavisi ve ameliyatsız
boyun fıtığı tedavisinde kullandığımız robotik bir cihazdır. Hastaların ağrılarından kurtulmalarını, ağrısız yaşama hızlı bir biçimde dönmelerini ve yaşam kalitelerini artırmalarını sağlamanın yanında altta yatan problemi tedavi etmek amacıyla Amerika’da geliştirilmiş ve Amerika Birleşik Devletleri İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) tarafından omurga fıtıklarında baskı giderici tedavi olarak onaylanmış ileri teknoloji ürünü, bilgisayar kontrollü, üç boyutlu tedavi imkanı sağlayan robotik bir cihazdır.

Bel ve boyun fıtıklarında temel problem omurgalar arasındaki kıkırdağın (disk) çeşitli etkenlerle beslenmesinin bozulması ve esnekliğini yitirmesi sonucu omurilik kanalına girmesi, bacaklara ve kollara gelen sinirlere ve/ veya omuriliğe baskı yapmasıdır.  Bilgisayar kontrollü yapılan çekme omurga ve sinirler üzerindeki baskıyı gidererek, problemli bölgedeki diskin sıvı akışını artırıp beslenmesini sağlayarak yalnızca ağrıyı gidermekle kalmayıp hızlı bir biçimde tedavi edici etki gösterir.

Bu cihaz 3 boyutlu olarak ayarlanabilir, düz bir masa veya sedye üzerinde uygulanmaz. Hastalığın durumuna göre gerekiyorsa bel ve boyun kısmı için sağa ve sola eğilebilme veya döndürülebilme olanağı tanır. Böylece gücün en gerekli noktaya uygulanabilmesine olanak tanır, ayrıca bu özelliği sayesinde anatomik olarak belinde ya da boynunda eğriliği olan hastalarında tedavi edilebilmesini sağlar.

Kliniğimizde hastanın ağrı düzeyi ve radyolojik görüntüleme sonucuna göre bir çok teknik kombine edilmekte ce özellikle bel ağrılarında %95 üzerinde başarı alınabilmektedir.

Bilgisayarlı Spinal dekompresyon( çekme) tedavisi toplam 10 seans sürmektedir. Seanslar günaşırı 20 dakikalık uygulamalar şeklindedir. Seans öncesinde ilgili bölge kaslarının gevşemesi ve tedavi etkinliğinin artırılması için tens, ultrasound ve proloterapi uygulanmaktadır.

 

 

3.  Ozon tedavisi: 

Omurga fıtıklarında Major Ozon tedavisinin yanında i ki yöntem söz konusudur. Ameliyathane koşullarında ve görüntüleme cihazlarının eşliğinde bizzat fıtığa neden olan diskin içerisine verilerek. 1 kez uygulanır. Narkoz neşter gerektirmez. Yan etkisi yok denecek kadar az olan ve tekrarlanabilir bir yöntemdir. Hastanede kalmanıza gerek yoktur. İşlem 10 dakika civarında sürer. Bu yöntem araştırmalarda ameliyat kadar etkili olduğundan ozon diskektomi olarak da adlandırılmaktadır.

ikinci yöntem normal poliklinikte bel fıtığına neden olan omurgalar civarına belin iki yanına 3 sağ 3 sol tarafa 5 santim derine çok ince bir dental iğne ile Ozon enjekte edilir. Ozon gazı derinliklere, disk etrafına ve şişmiş sinir civarına nüfuz ederek emilir ve etkilerini gösterir.

Her gün uygulanması gerekir toplam 12-14 uygulama ile hasta sorunlarından kurtulur. Bu yönteme DİSKOSAN adı verilmektedir.

4) Proloterapi, Prolomezoterapi:

Doğal Proliferatif ve irritan solisyonların vücudun yaralanmış bölgelerine enjekte edilmesi ile iyileşme sağlanması esasına dayanır. Enjeksiyonlar, genellikle zedelenmiş, aşınmış, güçleri azalmış tendon ve ligamentlere ve eklemlere yapılır.

Böylece eklem, tendon ve kas ağrıları tedavi edilir. Enjekte edilen proliferatif maddeler eklemde, tendonların kaslarla birleşme noktalarında ve kasların kemiğe yapışma yerlerinde, fibro-osseöz bileşkede (enthesis) inflamatuar bir süreç başlatır.

Bu inflamasyon tamir mekanizmasını tetikler, gerek kıkırdak dokusunda gerekse kollagen fibrillerin oluşmasında ve tamirinde yeni bir süreç başlar. Bu yeniden tamir süreci mikroskobik ve makroskobik olarak gösterilmiştir. Ortalama üç hafta süren inflamasyon sonucunda hastada klinik düzelme başlar.

5) Akapunktur:

 

 

Cerrahi gerektiren durumlar

1-Mesane ve bağırsak fonksiyonlarında bozulma

2-İlerleyici his bozuklukları

3-Yatak istirahatine rağmen bacak ağrısında artış

4-İlerleyici güç kaybı gelişmesi

5-Sinir kökü gerilmesi ve fonksiyonel bozukluğun önlenemediği tekrarlayan disk hernileri

Cerrahi tedavide amaç sinir kökünü ve omuriliğisıkıştıran fıtığı çıkararak sinirsel yapıları serbestleştirmektir.